Bülent Çapar Yazarın Tüm Yazıları
DONAN DAMLACIK
Gökyüzünde, karanlık bulutların arasında küçücük bir damla titriyordu. Henüz düşmemişti. Rüzgârlar onu sürüklüyor, güneş arada bir bakıp vazgeçiyordu. Damlacık, çoktan yağacakken bekliyordu.
“Şimdi değil,” diyordu kendine.
“Zamanı gelince bırakırım kendimi.”
Aşağıda bir tomurcuk, gökyüzüne gözlerini dikmiş, kuraklığın ortasında susuzluktan çatlıyordu.
“Bir damla yeter bana,” diyordu. “Bir tek damla…”
Ama damlacık hâlâ bekliyordu.
“Biraz daha bekleyeyim. Belki daha güzel bir yere düşerim. Belki gökkuşağının altına… Ya da bir şiirin dizelerine...”
Bekledikçe soğudu. Soğudukça ağırlaştı.
Ve bir sabah, bulutlar aralandı, rüzgâr çekildi. Artık damlacığın düşme vaktiydi.
Ama artık o bir su damlası değildi.
Bir buz kristaline dönüşmüştü.
Soğuktan katılaşmış, duygusunu kaybetmişti.
Yavaşça süzüldü yere.
Ama tomurcuğun üstüne değil, bir taşın üzerine düştü.
Tomurcuk hâlâ kuruydu. Hâlâ bekliyordu.
Ama o artık ölmüştü.
Damlacık da donduğu gibi kalmıştı.
Duygusunu zamanında göstermediği için...
Bir damla sevgiden, iki hayat yitmişti.
İzi:
Sevgi, zamanında gösterilmezse yitip gider.
Bazen bir damla geç gelir, ama bir ömür kurutur.
